Blog içi arama

20 Mayıs 2008 Salı

Çukur


ÇUKUR


Bilerek mi yanına
almadın giderken
başının yastıkta
bıraktığı
çukuru
Güveniyordum
oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin doğruluğu kadar
Beni senin gibi
bir de annem terketmişti
ki göbeğimde durur
onun yokluğundan
bana kalan
çukur


Sunay AKIN

17 Mayıs 2008 Cumartesi

Ford Focus Senfoni Orkestrası

Enstrumanların Yapımı




Enstrumanların yapımını buradan izleyebilirsiniz.

Reklam videolarını buradan birde buradan izleyebilirsiniz.















Blokflüt Radyo




http://www.blockfloete-online.de/Radio/Recorder-Radio.htm

Blokflüt Radyo



http://www.blockfloete-online.de/Radio/Recorder-Radio.htm

sphinxkids.org



http://www.sphinxkids.org

Yaratıcı Müzik Eğitimi





http://www.philtulga.com/

Yanflütte Nota Yerleri

http://www.larrykrantz.com/fingchrt.htm





Elektronik Müzik Tahtası



Eğitim-öğretim yaşamının her basamağındaki yaş gruplarına yönelik tasarlanmış, müzik eğitiminin uygulamalı verilmesini sağlayan bir üründür.













- 128 değişik enstrüman ses
- 12 adet majör dizi, 50 farklı ritm
- Dört ayrı vuruş ve ayarlanabilinen metronom
- 10 örnek melodi
- 3.5 oktavlık nota
- Göstergeli ışıklı klavye
- 8 dakikalık kayıt olanağı
- Anfi çıkışı ile toplu dinletme imkanı verir
- 2 adet çalma çubuğu
- Diyez ve bemol sesleri elde edebilme

Bilgi için burayı ziyaret ediniz

www.musicovery.com


http://www.musicovery.com/

16 Mayıs 2008 Cuma

O Palyaço Benim!



Adamın biri doktora gider. Doktora derki, hastayım, hayattan zevk alamıyorum.Açlar aklıma geliyor, yemek yiyemiyorum. Çıplaklar hatırıma geliyor, Onlarla birlikte üşüyorum. Her cinayette kendimi suçlu buluyorum.
Her katil bıçağının kabzasını sanki benim ellerim tutmuştur. Her atılan kurşun benim kalbime saplanıyor. Bütün bu toplumun suçları benim omuzlarıma yüklenmiş. Artık gülmesini unuttum.

Doktor, hastasını omuzundan tutar, pencerenin önüne getirir, perdeyi aralar, parmağıyla karşı duvardaki afişi gösterir.Bu afişte, bir sirk palyaçosunun reklamı vardır.

Azizim, der, şu palyaçoyu görüyor musun? Tavsiye ederim, her gece bu palyaçonun gösterilerine git. Bütün kederini, elemini, derdini unutursun. Gülmeyi, kahkahayı öğrenirsin. Hayattan yeni baştan zevk almaya başlarsın.

Hasta başını eğer ;

Doktor der, O palyaço benim!



Aziz Nesin

Evet Arkadaşlar, Bende diyorumki palyaçolar için
İçlerinde en büyük acıları taşıyan, meslekleri gereği herkesi güldürebilen ama kendileri bazen gülemeyen harika kişilerdir onlar... Herkesin içinde bir yerde küçükte olsa bir palyaço vardır, bazılarının ise içi tamamen bir palyaçodur…

------------------------------------------------------------------------------------------------


Şakacı

Güler, gülümser bir şakacı,
Güldürür,düşündürür,
Arada-bir durur, gözleri dalar,
Neler söyler, neler susar..
Yoksa, çok acı bir şakayı
Şakadan da olsa,
Çok yalın bir karanlığa mı saklar..
Oynadığı oyunsa,
Yaşamda oynadığı,
Oyununu mu yaşar..
Oyunda yaşadığı,
Yaşamını mı oynar..
Yaşarcasına, oynarcasına.
Öyküler anlatır olmuşcasına,
Sonunu mutlu bağlar,
Gider evinde ağar.

Özdemir Asaf

15 Mayıs 2008 Perşembe

Radyo Tiyatrosu


http://www.tgrt-fm.com.tr/webarsiv.htm
http://www.mbirgin.com/?Ctrl=Cevap&TopicID=714
http://www.soruforum.com/showthread.php/radyo-tiyatrosu-mp3-formatinda-72780.html?s=8f97f8478d05b38a7aee2c1b13b4fe4d&





RADYO TİYATROSU
Radyo tiyatrosu’nun doğum yeri tartışmalı. BBC ile Amerikan radyoları “ilk olma” yarışını birbirlerine bırakmamakta kararlı. Ancak kaydı bulunan ilk radyo tiyatrosu ne İngiltere’de, ne Amerika’da, ilk kez Almanya’da, Berlin Radyosu tarafından “mikrofona kondu”. Bu eser Schiller’in “Haydutlar”ıydı.

Daha önce ünlü ve başarılı tiyatro oyunlarının sahneye mikrofon konarak taş plaklara kaydedildiği ve radyoda dinleyiciye sunulduğu biliniyor. Ancak böylesi ürünler radyo tiyatrosu olarak değerlendirilmiyor. Radyo tiyatrosu, bir oyun, roman yada öykünün yada tümüyle radyo tiyatrosu olarak yazılmış özgün bir eserin stüdyoda, ses ve müzik efektleri eşliğinde yeniden üretilmesiyle ortaya çıkan radyo programlarına deniyor.
İlk radyo tiyatrosu programının tarihi tartışmalı da olsa, yaygınlaşması İkinci Dünya Savaşı sırasında oldu. Almanya, İngiltere ve Belçika’da, sığınaklarda bombardımanın bitmesini bekleyenler için ilgi çekici programlar tasarlanırken radyo tiyatrosu, müzik programlarının önüne çıktı. O dönemden bu yana da bir radyo klasiği olarak varlığını sürdürmekte.

TÜRKİYE’DE RADYO TİYATROSU
Türkiye’de radyo tiyatrosu, TRT öncesi dönemlere uzanıyor. Özellikle İstanbul Radyosu 1950’li yıllarda ilk radyo tiyatrosu örneklerini vermeye başladı ve bunu gitgide sistemleştirdi.

Baki Süha Ediboğlu, Ekrem ve Cemal Reşit Rey kardeşler ilk mikrofona koyucular olarak ünlendiler. Bedia Muvahhit, Afife Ediboğlu, Hadi Hün, Perihan Tedü, Kemal Tözem, Sami Ayanoğlu, Şaziye Moralı, Vasfi Rıza Zobu, Ercüment Behzat Lav, Behzat Butak, Suavi Tedü ise ilk radyo tiyatrosu oyuncuları olarak...

Televizyonun olmadığı, radyonun evde izlenebilen tek kitle iletişim aracı olduğu dönemde radyo tiyatrosu gitgide bir geleneğe ve alışkanlığa dönüştü. Bu geleneği miras alan TRT’nin arşivlerinde, taş plaktan dar banta uzanan inanılmaz zenginlikte bir arşiv var.
NTV Radyo’da Radyo Tiyatrosu birer saatlik oyunlar halinde her Pazar saat 11:05’de ve 19:05’de (tekrarı) yayınlanıyor.

ARKASI YARIN
Arkası Yarın türü radyo programları, beklenilenin aksine radyoda doğmadı. Güneydoğu Belçika’daki Arden bölgesinde çeşitli vardiyalarda işe gidip gelen kömür işçilerini oyalamak ve eğlendirmek amacıyla banliyö trenlerinde tiyatro aktör ve aktristlerinin canlı olarak seslendirdiği bazı oyunlar, trenin hoparlörlerinden vagonlardaki işçilere dinletiliyordu.
Ancak uzun oyunlar madenci köylerinden yakındaki ocaklara giden işçilerin yolculuk süreleri için uzun olunca oyunları farklı sürelere bölerek bölüm bölüm yayınlamaya başladılar. Bu eğlence kısa süre içinde işçilerin büyük beğenisini kazanınca bunu radyo yoluyla bütün ülkeye yayma fikri doğdu ve ardından da Arkası Yarın bir radyo klasiği olacağı yolculuğuna başladı.

İstemem! Eksik Olsun. İstemem!

14 Mayıs 2008 Çarşamba

13 Mayıs 2008 Salı

Öğretmen Gözüyle Elektronik Müziğin Gelişimi ve MIDI



Burak Cevit
Müzik Öğretmeni

Günümüzde eski bir bilgisayar (örneğin bir Commodore 64 ya da bir Mac Plus), 300 baud modemlerle iletişim veya 20 megabyte bir hard diskte veri saklanması üzerine konuşulmaması çok doğaldır, çünkü bunlar artık eski teknoloji olmuştur. Teknoloji hızla yeniliklere doğru ilerlemekte, eski teknolojiler unutulmakta, bir öncekinin yerini en az bir yeni teknoloji ürünü almaktadır.

Ancak bu, MIDI için söz konusu olmamıştır. Çıkışından çok sonra bile MIDI, yaşamını ve gelişimini sürdürmektedir. Tüm dünyada bilgisayar destekli müzikle uğraşan müzisyenler için MIDI, birincil yardımcıdır.

Elektronik müzik enstrümanları önceleri elektronik devrelerden ve akımlardan faydalanarak bunları sese dönüştürmekten başka amaç gütmeyen cihazlardı. Eski analog synthesizer cihazları, geleneksel enstrümanların dışına yönelen maceracı ve yaratıcılık sınırlarını zorlamak isteyen müzisyenler tarafından, altmışlı yıllarda, büyük ilgi görmüştür. Ancak, bu oldukça zorlu bir çalışma gerektiriyordu. Bu enstrümanların çoğu kullanıcı tarafından değiştirilebilen preset sesler sunmuyordu. İstenilen sesin üretimi için saatler harcanması söz konusuyken, bunları depolama ve daha sonra istenildiğinde bu seslere yeniden ulaşma imkanı yoktu. Elde edilen seslerle tüm kayıt orada ve doğru bir şekilde yapılmak zorundaydı, çünkü cihazın ayarları başka bir sese ulaşmak için değiştirildiğinde, bir önceki sese ulaşma imkanı kalmıyordu. Bununla birlikte, o zamanın kayıt cihazı olan multi-track teyplerdeki kayıt üzerinde değişiklik ve düzenleme yapmak imkansızdı.

Çözüm küçük ama memnun edici adımlarla zaman içinde geldi. Yetmişli yılların sonlarında Sequential Prophet 5 piyasaya sürüldü. Bu çalgı, zamanının diğer analog çalgılarına benzer sesler içeriyordu. Ama üzerindeki preset sesler değiştirildiğinde depolanmak üzere dijital hafızaya sahipti. Benzer çalgılar kısa sürede diğer synthesizer üreticileri tarafından da üretilmeye başlandı. Bazıları, Oberheim gibi, bu cihazlardan iki ya da üç tanesinin entegre bir sistemde bağlanabilmesine imkan tanıyordu. Bu sıralarda bazı bilgisayar tasarımcıları da kısa müzikal sesleri saklayıp istenildiğinde yeniden çaldırmayla ilgili yan ürünler üzerine çalışıyorlar, bunun yanı sıra dijital sampling ve sequencing teknolojilerini geliştiriyorlardı.

Seksenli yılların başlarında, mühendisler ve teknik bilgiye sahip müzisyenler, elektronik çalgıların dijital bir ağa bağlanarak bir sistem gibi birlikte çalışabileceklerini biliyorlardı. Bu işlemin standart bir hal alması ve cihazların birbirleriyle haberleşebilmesi üzerine düşünülmeye başlanmıştı. Ancak her üreticinin kendisinin tasarlayıp ürettiği kendilerine özgün dizaynları vardı ve bunlar birbirlerinden oldukça farklılık gösteriyorlardı. Herhangi birinin standart olarak kabul edilebilmesi düşünülemez gibi görülüyordu.

Ama Dave Smith ve Chet Wood of Sequential Circuits için durum böyle değildi. Onlar, 1981’de Universal Synthesizer Interface adı verilen arabirimi ürettiler. Bu olayın gerçekleşmesinin ardından diğer synthesizer üreticileriyle yapılan birçok konferanslardan sonra bu arabirimin adı değiştirilerek MIDI (Musical Instruments Digital Interface) olmasına ve “The Complete SCI MIDI” başlıklı kısa bir dokümanın eklenmesine karar verildi. Bu doküman, MIDI’nin esaslarını ve gelişimini anlatmaktaydı.

İlk kez 1983 yılında National Assocation of Music Merchants (NAMM) fuarında iki ayrı firmanın ürettiği MIDI arabirimine sahip enstrümanları sunuldu. Bundan kısa süre sonra Sequential, Roland ve Yamaha, MIDI arabirimine sahip cihazları planlamaya başladılar. Diğer üretici şirketler ise bekleyip görmeyi daha uygun buldular.

Üretimlerin başlamasının ardından da gelişmeler hızla birbirini takip etmeye başlayacaktı. MIDI cihazları hızla geliştirilecek, örneğin touch-sensitive özelliği bulunan bir klavyeyle raflara monte edilen ses modülleri kontrol edilebilecek, geleceğin stüdyolarındaysa hard disk depolaması imkanına sahip, interaktif grafik ekranlı bilgisayarlar yerini alacaktı.

Basitçe bakılacak olursa günümüzde müzik uygulamalarını gerçekleştirebilmek için, en az biri klavyeli olmak üzere birkaç MIDI enstrümanı, bir sequencer (ya da sequencer yazılımı yüklü bir bilgisayar) ve bir davul makinesi yeterlidir. Eğer akustik çalgılar veya vokal de eklenecekse elektronik ve akustik seslerin karışımı hakkında bilgi sahibi olmak gerekir.

Fazla geriye gitmeye gerek kalmaksızın, “albüm yapmak” gibi bir proje gündeme geldiğinde, bir kayıt stüdyosuna gitmek, bir mühendis ya da yapımcıya yüklü bir para ödemek gerekiyordu. Bunun sonucunda da elde edilen ürün, ağır ve her yerde çalınması mümkün olmayan 2 inch bant ve DAT oluyordu. Normal olarak “dinleme” ortamlarında 24 kanal teyp ve DAT makinesi bulunmaz. Bunun yerine basitçe kasete yapılmış bir kayıt daha uygun görülür. En iyi tercih tabii ki bu değildir. Tamamen temiz, DAT kalitesinde bir kayıt elde edilmek istendiğinde, kayıt CD üzerine basılabilir. Birçok ortamda CD çalıcı bulabilmek mümkün olduğundan bu daha yerinde bir seçim olacaktır. CD üzerine kayıt yapabilen cihazlar 1989’da 100.000$ seviyesindeyken günümüzde ortalama fiyatları 20$ civarına düşmüştür. Artık evlerde de CD yazmak mümkün hale gelmiştir.

Oldukça sık karşılaştığımız bir kavram vardır : “Ticari Müzik”. Bu sözcük bir yargıyı da beraberinde getirir. Ticari müzik, adından da anlaşıldığı gibi bir müzik türüdür. İnsanlara, hayatlarına değişik boyutlarda bir şeyler katmak için satılır ve insanlar da bunun için ücret ödeyerek üretilmiş bu müzikleri satın alırlar. İyi ve kötü ticari müzik vardır, bu inkar edilemez. İnsanlara entelektüel ve duyuşsal anlamda bir şeyler vermek, müzisyenin tercihine bağlıdır.

Hepimizin bildiği gibi “egzersiz kusursuzluğu getirir”. Ancak burada atlanmaması gereken husus, yalnızca “kusursuz egzersiz kusursuzluğu getirir”. Basitçe, haftalar ya da yıllar yanlış bir çalışma ile geçirildiğinde sonuçta sadece kötü alışkanlıklara ulaşılabilir. “Çok” çalışmak, tek başına yeterli değildir. “Akıllıca” bir çalışma ile birlikte iyi sonuç verir. Başka bir deyişle müzisyen “neyi, ne için yaptığını” çok iyi bilmelidir. Bu, egzersiz ve geliştirme teknikleri için önemlidir.

O halde “teknik” nedir? Genelde söylenildiği gibi teknik, mümkün olduğu kadar çok kişiyle etkili bir şekilde fikir alış verişinde bulunulabilmesi kabiliyetidir. Teknik, kendi kendisi için elde edilmiş veya biriktirilmiş bir şeyden ziyade bir müziksel sonuçtur. En iyi teknikler, etkili iletişimde iyi sonuç verenlerdir. Bir konuyu anlamadan taklit etmek yerine tercih edilmesi gereken, o konuyla ilgili içeriği anlayıp sonuçlar çıkarmak ve bunları kullanmak olmalıdır.

Üzerinde durulması gereken bir başka önemli husus da güçlü düzenlemelerin geliştirilmesindeki fikirlerdir. Aranjörün, bildiği her şeyi 4 dakikalık bir müzik parçası içine sıkıştırmaya çalışmaması gerekir. Önemli fikirler seçilip, müzik parçasıyla ilgili olanlar geliştirilmeye çalışılmalıdır. Kaçınılması gereken iki aşırı uç vardır; birçok iyi fikir içeren fakat belli bir noktaya odaklanmamış bir müzik parçası ve geliştirilmemiş veya basmakalıp fikirler içeren (ne kadar iyi düzenlendiği önemsiz) etkisiz müzik parçaları. Etkili düzenleme için ilham ve teknik gereklidir.

Aranjör, öncelikle projenin gereklerine uygun olarak tam, kesiksiz ve güçlü müzik bölümleriyle nasıl doldurulacağını ana hatlarıyla tespit eder. Bir parçayı düzenlemek için tür, tempo, enstrüman, uzunlukla ilgili spesifik direktifler istenir. Bunlar bilindikten sonra aranjör, spesifik bir duruma yönlendirilmiş ve çalışma şartları bildirilmiş olur. Tüm bu şartlar ve kısıtlamalara karşın aranjör fikirlerini gerçekleştirirken gerçekte kendi tekniği ve yaratıcılığıyla sınırlanmıştır. Birçok ilginç ritmik, melodik, armonik, dinamik ve formla ilgili değişiklikler, aranjörün yaratıcılığına bağlı olarak gelişir. Bir düzenlemenin parlak, alelade ya da sıkıcı olmasını sağlayan budur. Güçlü yaratıcılık ve güçlü teknik birlikte etkili ve hatırda kalıcı düzenlemeler geliştirmede yardımcı olacaktır.

Kısıtlamalarla çalışmak yaratıcılığı arttırabilir, çünkü aranjör artık belli bir konuya odaklanmıştır. Sınırsız seçenekler sınırlanmış ve konuya odaklanmış hale gelmiştir. Pop düzenlemelerinde projenin türü genellikle düzenlemeyle ilgili kararlar almada en önemli unsurdur.

Düzenleme sanatı ve becerisi son yıllarda MIDI ile birlikte yepyeni boyutlara taşınmaya başlamıştır. Günümüzde MIDI synthesizer ve sampler cihazları sınırsız ses seçenekleri ve niteliklerine sahip duruma gelmiştir. Bunlar sequencer cihazları ya da yazılımlarıyla, modern kayıt imkanlarıyla birleştiğinde ortaya ciddi bir imkanlar dizisi çıkmaktadır.

Teknolojinin hızla değişimine karşın, düzenleme kuralları değişmeden kalmaktadır. Düzenleme, halen yaratıcılık sanatı ve becerisi ile müzik bölümlerini söz konusu sunumla ilgili olarak birleştirme işidir. Teknoloji, güçlü bir araç olmasına karşın bir şeylerin yerini alacak müzikal bir olgu değildir. Üzerinde çalışılan müzik parçasının kontrolünde daha önce yapılamayanları yapmamızı sağlar, ama müzik hala özünü korumaya devam eder. Teknoloji meydan okur, teşvik eder, daha önce düşünülmeyen şekillerde müziği duyma ve kullanma imkanı tanır. (Bu yazının tamamı Burak Cevit'ten -cevcev-C64- alıntıdır) Müzik fikirleriyle oynamak, moda müzik akımlarıyla birleştirmek kolaydır. Ama hala en iyi müzik başlangıcından itibaren güçlü nitelikte olandır. Birisine bir kelime işlemci vermek, onu otomatik olarak bir Shakspeare yapmaz. Düzenleme, teknolojinin cazibesi ile gelişemez hale getirilmemelidir. İnanılmazlığı ve gücüne rağmen teknoloji sadece bir araçtır.

Düzenleme yapan kişinin sorumluluğu, gurme aşçılar gibi davranarak birçok malzemeyi heyecan verici, doyurucu, estetik güzellik içeren bir pakette toplamaktır. Etkili olabilmek için iyi miktarda ilham, telkin ve teknik bir araya getirilmelidir. Akorlar, davul vuruşları ve notalar, toplanış ve bir araya getiriliş şekillerine göre canlı ve akılda kalıcı olma niteliği içerir. Müzik elementleri (ritim, armoni, melodi, form, çalgılar ve sitil), aranjörün araçları ve malzemeleridir

Radyo ve televizyonlarda dinlenmekte olan müziklerin evlerde ve okullarda kurulacak küçük bir düzenekle oldukça benzer düzenlemelerinin yapılabilmesi mümkündür. Bu müziklerin hangi koşullarda, ne kadar yüksek bir maliyetle, hangi araç ve gereçten yararlanılarak yapıldığı gibi konular bir kenara itilecek olursa, düşük bir maliyete sahip bir mini stüdyo sayesinde, yüksek maliyetli düzenlemelere benzer düzenlemeler oluşturabilmek mümkündür.

Bilgisayar destekli elektronik müzik düzenleme bilgileri ve gerekli cihazlar hakkında edinilecek bilgiler sayesinde okul şarkıları ve marşların güncel ve popüler şarkılara benzer düzenlemelerinin yapılabilmesi ve öğrencinin ilgi ve dikkatinin bu şekilde sağlanması mümkün olabilmektedir.

a) Bilgisayarlı destekli müzik düzenlemeleri, küçük bir mekanda gerçekleştirilebilir. Ortamın akustiği, düzenlemede önemli değildir. Efekt cihazları sayesinde kayıt yapılan ortamın duyumu ile ilgili olarak büyüklük ve küçüklük karakterleri tanımlanabilir.

b) Düzenlemeleri gerçekleştirmek için sahip olunması gereken ekipman, düzenlemeyi yapacak kişi ya da kişilerin isteğine bağlıdır. Bu sayede düzenlemeler, pahalı enstrüman ve ekipmanlara gerek duyulmaksızın gerçekleştirilebilir.

c) Düzenlemede kullanılması düşünülen enstrümanların çeşitli cihazlarla taklit edilmesi sayesinde bu çalgıları çalacak stüdyo müzisyenlerine ödenmesi muhtemel ücretin ortadan kalkması maliyete önemli katkıda bulunacaktır.

d) Hızla gelişmekte olan teknoloji sayesinde giderek daha kısa sürede daha etkileyici düzenlemeler yapabilmektedir.

e) İyi derecede nota bilgisine sahip olmayı gerektirmeyen ve eksikleri tamamlayan karakterdeki kayıt ortamı sayesinde daha az bilgi ile düzenlemeler gerçekleştirebilmek mümkün olabilmektedir.

f) Akustik enstrümanlarla elde edilmesi zor ya da imkansız sesler dijital ortamda üretilebilir.

g) Nota basımı ve partisyon hazırlanması gibi seri işlemlerde ciddi bir zaman kazancı sağlanır.

h) Bilgisayar ortamında müzik ve kulak eğitimi programları geliştirilmiştir. Bu programlar sayesinde eğitim giderek gelişmektedir. MIDI sayesinde piyano eğitimi mümkün olabilmektedir. Dokunmatik ekran ve sesle komut sistemlerinin gelişimine paralel olarak bilgisayarlı eğitimde de önemli gelişmeler gözlenecektir.

Değerli büyüğüm Burak Cevit'ten alıntıdır. Kendisine teşekkür ediyorum.

12 Mayıs 2008 Pazartesi

11 Mayıs 2008 Pazar

Kanon Nedir?





Kanon Nedir?

Kanon, bir ezginin belirli zaman aralıkları ile ayrı partiler tarafından sıkı taklit yöntemi ile seslendirildiği bir eser türüdür. Yunancadan gelen kanon sözcüğü kanun, kural anlamına gelmektedir. 14. yüzyıl müziğinde İtalyan ve Fransız besteciler tarafından sık sık kullanılan CACCİA (Kaccia) adını alan kanon 15. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar FUGA(kaçış) sözcüğü ile adlandırılmıştır. 15. yüzyılın sonları ve 16. yüzyılın başlarından kanon özellikle Fransız Felemenk Okulu bestecilerince en gelişmiş çağına ulaşmıştır.

Kanonda önce başlayan partiye ÖNCÜ denir. Öncüye cevap veren partiyede ARTÇI denir. Kanon türleri artçının giriş özelliklerine göre adlandırılır.Sekizlide kanon, iki ölçü arayla kanon vs. gibi. Kanonlar eşliksiz, eşlikli olabilecekleri gibi yapı özelliklerine göre çenber ve sürekli kanonda olabilirler.

Kanon Nasıl Okunur:

Kanonun kaç sesli olduğu melodinin üzerine yazılan harf veya sayılardan anlaşılır. Kanon icrasında önce bir parti başlar. O parti (A ya da 1 ) yazan yere geldiğinde ikinci parti baştan başlar. Böylece partiler bir birini taklit ederek aynı melodiyi çok sesli hale getirirler. Kanon ayrı bir tür olarak karşımıza çıktığı gibi birçok sonat ve senfonide bir bölüm olarakta karşımıza çıkar.


Alıntıdır...

Kaynak: Form Bilgisi- Önder Mamuk



Canone (İt.) Bkz. Canon.
Canonique (Fr.) Kanonlu, kanon üslubunda, yönteminde.
Canon oblige (Fr.) Direngen kanon.
Canon terminé (Fr.) Bitimli kanon.

Kanon Örnekleri


Bruder Jakob

Ses kaydını linkten indirebilirsiniz.

http://www.4shared.com/file/168281844/9e082eb9/BruderJakob.html




Kaynaklar
http://en.wikipedia.org/wiki/Canon_%28music%29
http://eamusic.dartmouth.edu/~larry/fvc/
http://jan.ucc.nau.edu/~tas3/canonanatomy.html

levniminyatur


http://levniminyatur.blogspot.com/

Senfonik Orkestra

symphony orchestra - Visual Dictionary Online

Mona Rosa

Sezai KARAKOÇ






MONA ROSA

Mona Rosa siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah senin yüzünden kana batacak
Mona Rosa siyah güller, ak güller

Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Rosa bugün ben de bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar

Açma pencereni perdeleri çek
Mona Rosa seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Rosa ben bir öteliyim
Açma pencereni perdeleri çek

Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Ben de çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatır her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mum ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar

Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli olur bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin, ellerin ve parmakların

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat on ikidir, söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

Akşamları gelir incir kuşları
Konarlar bahçemin incirlerine
Kiminin rengi ak, kiminin sarı
Ah beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları

Ki ben Mona Rosa bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O sakin bakışlar bir su kenarında
Ki ben Mona Rosa bulurum seni

Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle bir saza
En güzel türküyü bir kuşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa

Artık anla beni muhacir kızı
Anla ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı etrafımı
Artık anla beni muhacir kızı

Yağmurdan sonra büyürmüş başak
Meyveler sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurdan sonra büyürmüş başak

Altın bilezikler, o korkulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki can verir gülümsemene
Bir tüy ki kapalı geceye güne
Altın bilezikler, o korkulu ten

Mona Rosa siyah güller, ak güller
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah senin yüzünden kana batacak
Mona Rosa siyah güller, ak güller


Sacit Onan'ın sesinden şiir videosunu aşağıdaki linkten indirenilirsiniz.
http://www.dosya.cc/sacit_onan_monarosa.wmv.html

Tombul İstakoz Destanı



tombul istakoz gelecek hepimizi yiyecek

tombul istakoz hiç doymaz ki

hiç yalvarmayın boşuna

tombul istakoz hiç doymaz ki

tombul istakoz gelecek hepimizi yiyecek

sıra bana gelmez demeyin

tombul istakoz hiç saymaz ki


tombul istakoz gelecek hepimizi yiyecek

ağlayıp sızlamayın boşuna

tombul istakoz hiç duymaz ki


http://www.serdarkeskin.com/serdarkeskin.php?getir=muzik

http://www.myspace.com/tombulistakoz


http://www.serdarkeskin.rockmekan.com/

Burak BARAN- Csikos Post ( Hermann Necke)

Üniversiteden sevgili sınıf arkadaşım Burad Baran'ın solo piyano konserinden bir görüntü... Hermann Necke - Csikos Post

Blokflütte Parmak Pozisyonu

YAMAHA Fingering Charts(Nota Tabloları)

YAMAHA Fingering Charts
YAMAHA Fingering Charts

GARRITAN INTERACTIVE PRINCIPLES OF ORCHESTRATION by Nikolay Rimsky-Korsakov

GARRITAN INTERACTIVE
PRINCIPLES OF ORCHESTRATION
by Nikolay Rimsky-Korsakov

ORKESTRASYON DERSLERİ




http://www.northernsounds.com/forum/forumdisplay.php?f=77&order=desc

# Welcome to the Garritan Interactive PRINCIPLES OF ORCHESTRATION by Rimsky-Korsakov
# Preliminary - GENERAL REVIEW of the Instruments of the Orchestra
# Lesson 1 - MELODY - Strings - Melody in Stringed Instruments
# Lesson 2 - MELODY - Strings - Grouping in Unison
# Lesson 3 - MELODY - Strings - Doubling, Thirds & Sixths
# Lesson 4 - MELODY - Wood-wind - Melody in Wood-wind
# Lesson 5 - MELODY - Wood-wind - Unison & Octaves
# Lesson 6 - MELODY - Brass - Melody, Unisons & Octaves
# Lesson 7 - MELODY - Different Groups of Instruments Combined
# Lesson 8 - MELODY - Different Groups of Instruments (Cont.)
# Lesson 9 - HARMONY - General Observations
# Lesson 10 - HARMONY - String Harmony
# Lesson 11 - HARMONY - Wood-wind Harmony
# Lesson 12 - HARMONY - Wood-wind - Several Parts & Duplication
# Lesson 13 - HARMONY - Brass Harmony
# Lesson 14 - HARMONY - Combined Groups - Wind & Brass
# Lesson 15 - HARMONY - Combined Groups - Wind & Brass (cont.)
# Lesson 16 - HARMONY - Combined Groups - Strings & Wind, Three Groups
# Lesson 17 - COMPOSITION - Orchestrating the Same Music
# Lesson 18 - COMPOSITION - Tutti
# Lesson 19 - COMPOSITION - Soli
# Lesson 20 - COMPOSITION - Range Limits, Transference, Alternating Chords
# Lesson 21 - COMPOSITION - Volume of Tone Qualities, Repetition, Sfz, Emphasis
# Lesson 22 - COMPOSITION - Cresencdo and Diminuendo
# Lesson 23 - COMPOSITION - Effects, Rhythm & Color
# Lesson 24 - VOICE & ORCHESTRA - General Overview


http://www.northernsounds.com/forum/forumdisplay.php?f=77&order=desc

Yanflüt radyo



http://www.larrykrantz.com/radio/flute-radio.html

Mutluluğun Resimleri

Mutluluk


























































































































" Bir şey yapmaya ve o konuda küçük bir adım atmaya karar veriyorsunuz. Aniden, o küçük adım bir rüzgara dönüşüyor, büyüyor, hızlanıyor ve sizi asla geriye dönüş imkanı olmayan yerlere götürüyor... Böylesine bir olasılığı her an düşleyebilir, hatta öngörebilirsiniz de fakat yaratılan rüzgarın daha ne kadar büyüyebileceğini hiç kestiremezsiniz."